10. Sakarya Uluslararası Kısa Film Festivali başladı

Kültür ve Turizm Bakanlığının dayanağıyla düzenlenen şenliğin SAÜ Turgut Özal Kültür ve Kongre Merkezi’ndeki açılışında konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Özer Köseoğlu, ağır emekle bu noktaya ulaşan şenliğin artık klâsik hale gelme yolunda ilerlediğini söyledi.

Köseoğlu, programın gelecek yıllarda çok daha geniş yankı uyandırıp daha fazla kişiyle buluşacağına inandığını söyledi.

İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel de dünyada yalnızca kültür sanat alanında değil, ekonomik olarak da en büyük dallardan biri olan sinemada Türkiye olarak argümanlı olduklarını vurguladı. Adıgüzel, bunu sürdürebilmek için irtibat fakültelerinin sahiden kıymetli bir yapı taşı oluşturduğunu belirterek, işlerinin yalnızca dört duvar ortasında eğitim vermek değil, dünyaya kelam söyleyecek gözü pek, yürekli, haktan, hakikatten yana olacak beşerler yetiştirebilmek olduğunu kaydetti.

Bu kelam söylemenin bir metodunun de sinema olduğuna işaret eden Adıgüzel, “Sinemayla duyguyu, kanıyı, fikri, ideolojiyi söyleyebilirsiniz. Bunu söylerken yalnızca sinemacıların, yapımcıların bir ideolojik aparat olarak sinemayı kullanmalarından bahsetmiyorum. Kullanılıyor mu? Elbette kullanılıyor. Bugün zihinlerimizde oluşan hakikat anlayışının hakikat ve yanlış bilgisinin, tarihin ne tarafında durmamız gerektiği bilgisinin zihnimizde büyük oranda medya eliyle oluşturulduğunu, sinema dalının de buna büyük katkı yaptığını söylememiz lazım.” diye konuştu.

“SİNEMACILAR, SOYKIRIMI TARİHE TANIKLIK EDECEK BİR YAPITA DÖNÜŞTÜRMELİ”

Adıgüzel, şu anda dünyanın her tarafında çatışma, siyasi kavga ve iç çekişmelerin yaşandığını anlattı. Her şeyin herkesin gözü önünde olduğunu, Gazze’de büyük soykırım ve zulüm yaşandığını vurgulayan Adıgüzel, şöyle devam etti:

“Biz de sinema sineması üzere izliyoruz bunu. Biz sinema sineması üzere izliyor olabiliriz ancak sinemacı, sinema sineması üzere izlemiyor bunu. İzlememeli esasen. Tarihe tanıklık edecek bir yapıta dönüştürmeli bugün yaşadığımız bu zulmü, soykırımı, mezalimi. Bunun için bahadır, yürekli üretimciler, sinemacılar, bunun sinemasını dizisini alacak arkadaşlar bu çeşit platformlardan yetişiyor. Tahminen 10 yıldır 10 binden fazla arkadaşımız buraya sinema gönderdi, genç direktör bu işe katıldı. Tahminen biri tarihin akışını değiştirecek bir sinema yapacaktır. Bizim 10 bin arkadaş içinde aradığımız tek kişi tahminen de odur. Münasebetiyle bu emeklerin hiçbir formda zayi olduğunu düşünmüyorum.”

Festival Koordinatörü Doç. Dr. Mustafa Aslan da programa ilişkin bilgi verdi. Konuşmaların ardından katılımcılar, Vadullah Taş tarafından hazırlanan “Cumhuriyet Filmleri” afiş sergisini gezdi.

Festivalde “kurmaca” ve “belgesel” kategorilerinde kısa sinema müsabakası düzenlenecek. Türkiye’den ve 12 ülkeden finale çıkan 20 film, ekrana yansıtılacak ve kazananlar jüri tarafından belirlenecek. Ödül töreni ise festivalin son günü 17 Ekim’de kongre merkezinde gerçekleştirilecek.

Festivalde 3 gün boyunca çeşitli söyleşiler, stantlar ve sinema atölyeleri düzenlenecek, Türk sinemasının unutulmaz isimlerine onur mükafatları verilecek.