BM Güvenlik Kurulu, Gazze’deki ağır insani krizi görüşmek üzere toplandı. Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Ahmet Yıldız tarafından sunulan kapsamlı açıklamada, İsrail’in hücumları “soykırım” olarak nitelendirildi ve milletlerarası topluma derhal harekete geçme daveti yapıldı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu, 23 Temmuz 2025’te Orta Doğu’daki gelişmeleri görüşmek üzere düzenlenen açık oturumda bir ortaya geldi. Toplantının ana gündemi, Gazze Şeridi’nde süregelen insani kriz ve kalıcı ateşkes arayışları oldu. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) Dönem Başkanı sıfatıyla Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Yıldız, Teşkilat ismine Konsey’e kapsamlı bir açıklama sundu.
“GAZZE’DE ACILAR DERİNLEŞİYOR”
Büyükelçi Yıldız konuşmasına, “İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye devletler grubu adına, grup başkanlığı sıfatıyla bu açıklamayı sunmaktan onur duyarım” kelamlarıyla başladı. Yıldız, Gazze’deki insani durumun her geçen gün daha da kötüleştiğini belirtti. Yıldız, “Gazze halkı, dayanılmaz ve hayatı tehdit eden şartlar altında hayatta kalmak için mücadele ederken, her geçen gün daha fazla masum insan hayatını kaybetmektedir. Gazze’de acılar derinleşiyor, çocuklar ölüyor, Konsey görevini yerine getirmeli” dedi. Yıldız’ın aktardığı datalara nazaran, İsrail tarafından Gazze’de öldürülen bayan ve erkeklerin sayısı 58 bini aşarken, 142 binden fazla kişi yaralandı. Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da ise binden fazla Filistinli öldürüldü.
“30 HAZİRAN’DAKİ SALDIRILAR SAVAŞ SUÇUDUR”
İİT ismine yapılan açıklamada, 30 Haziran 2025 tarihinde gerçekleşen ve 85’ten fazla kişinin hayatını kaybettiği atak da dahil olmak üzere, son periyottaki katliamlar savaş cürmü ve insanlığa karşı hata olarak nitelendirildi. Yıldız, “İsrail işgal güçleri, UNRWA okullarına, çadır kamplarına, tıp merkezlerine ve gazetecilere saldırılar düzenlemiş, bu saldırılarda çocuklar dahil siviller acımasızca hedef alınmıştır, bu saldırılar savaş suçudur” sözlerini kullandı. Batı Şeria’daki yerleşimci ataklarının ve El-Aksa Camii’ne yönelik baskınların da altını çizen Yıldız, “İİT, Kudüs’teki kutsal yerlerin tarihi statüsüne saygı gösterilmesi çağrısında bulunmaktadır” dedi.
Yıldız, “İşgalci güç olan İsrail’in, Filistin halkını evlerinden ve topraklarından sürerken, ilhakı sürdürmesi, İİT’yi bir kez daha Güvenlik Konseyi’ni acil eyleme çağırmaya mecbur etmektedir” diyerek Konsey’in Filistin halkını memleketler arası hukuk çerçevesinde muhafaza sorumluluğuna dikkat çekti. İİT, İsrail’in hücumlarını Konsey’in S/RES/2735 sayılı kararına ters olarak sürdürdüğünü belirtti. “Bu hesaplı strateji, temel insan haklarının ve uluslararası hukukun kasıtlı ihlalidir,” diyen Yıldız, Filistinlilerin konutlarına dönmesinin engellenmesini “zorla yerinden etme stratejisi” olarak tanımladı.
UNRWA’nın bölgedeki rolüne dikkat çeken Yıldız, milletlerarası toplumu kuruma siyasi ve mali takviye vermeye çağırdı. Ayrıyeten, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında düzenlenecek olan “Filistin Sorununun Barışçıl Çözümü ve İki Devletli Çözümün Uygulanması” bahisli BM Yüksek Seviyeli Konferansı’na takviye istedi.
SURİYE, LÜBNAN, İRAN VE GOLAN TEPELERİ
İslam İşbirliği Teşkilatı açıklamasında, İsrail’in Suriye, Lübnan ve İran’a yönelik akınları da geniş biçimde yer aldı. Golan Tepeleri’ndeki duruma, 1974 tarihli Ayrılık Anlaşması’na ve 1701 sayılı kararın ihlaline dikkat çekildi. İsrail’in Lübnan’daki iki tampon bölge oluşturma eforu da kınandı. İran’a yönelik hücumlar için “nükleer tesisleri hedef alan, sivil kayıplara yol açan” tabirleri kullanıldı. Gharibabadi’nin açıklamalarıyla paralel olarak, İsrail’in hareketleri “önceden planlanmış toplu katliam” olarak nitelendirildi. Konuşmasını, “Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkının ve Doğu Kudüs’ü başkenti olan bağımsız Filistin Devleti’nin kurulmasının vakti gelmiştir” kelamlarıyla sonlandıran Yıldız, memleketler arası hukuka ve BM kararlarına bağlılıklarını yineledi.
“GAZZE, ULUSLARARASI HUKUKUN MEZARLIĞI HALİNE GELDİ”
Konsey başkanlığını yürüten Pakistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Mohammad Ishaq Dar, “Gazze’de yaşananlar sadece bir insani felaket değil, aynı zamanda insanlığın çöküşüdür” diyerek İsrail’i sistematik ve kasıtlı ataklarla suçladı. Dar, BM kararlarına uyulmasını ve iki devletli tahlil temelinde adil bir barış süreci başlatılmasını talep etti. Pakistan, Gazze’de derhal kalıcı ve şartsız ateşkes ilan edilmesi, UNRWA’ya tam dayanak verilmesi ve Filistin devletinin tanınması davetinde bulundu.
“HAMAS ANLAŞMAYI KABUL ETMELİ”
ABD’nin BM Süreksiz Temsilcisi Dorothy Shea, Hamas’a İsrail tarafından kabul edilen ateşkesi onaylama davetinde bulundu. Shea, “Hamas anlaşmayı kabul etmeli, rehineleri serbest bırakmalı ve Gazze’yi terk etmelidir” dedi. Washington, sivillerin vefatından Hamas’ı sorumlu tutarken, “Gazze’de sivillerin hayatını kaybetmesi trajiktir ancak sorumluluk Hamas’a aittir” açıklamasında bulundu.
“KOVBOY TARZI BARIŞ YAKLAŞIMI İŞE YARAMAZ”
Rusya delegesi, Trump idaresinin “güç yoluyla barış” siyasetini eleştirerek “Kovboy tarzı çözümler kısa vadeli etki oluşturabilir ama bölgede uzun vadeli istikrar getirmez” dedi. Rusya, İsrail’in Batı Kudüs siyasetlerinin bölgesel barışı tehlikeye attığını belirtti.