Bosna Hersek’in incisi: Mostar Köprüsü

Bosna Hersek’in güneyinde bulunan ve Neretva Nehri’nin “Osmanlı gerdanlığı” olarak bilinen Mostar Köprüsü’nün yine yapılmasının üzerinden 20 yıl geçti.

Bosna Hersek’in incisi: Mostar Köprüsü
Yayınlama: 22.07.2024
3
A+
A-

Osmanlı mimarlık tarihinin “zirve” ismi kabul edilen Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayrettin tarafından 1566’da inşa edilen ve Bosna Hersek’teki savaş sırasında 1993’te Hırvat topçu birliklerince yıkılan köprü, onarım çalışmalarının tamamlanmasının akabinde 20 yıl evvel düzenlenen merasimle tekrar hizmete açıldı.

Tarihi köprü, Bosna Hersek’teki savaş sırasında Hırvat topçu birliklerinin köprüye saldırmasıyla 9 Kasım 1993’te ırmağın sularına gömüldü.

Evliya Çelebi’nin “benzersiz” olarak nitelediği Mostar Köprüsü’nün yine inşasına, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA), Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi ile Dünya Bankasının dayanağıyla 1997’de başlandı.

Macar ordusunun dalgıçları tarafından orijinal taşları nehir yatağından çıkarılan köprü, inşaatının tamamlanmasının ardından çok sayıda ülkenin üst düzey temsilcisinin de hazır bulunduğu törenle, dönemin İngiltere Veliaht Prensi Charles tarafından 23 Temmuz 2004’te yine açıldı.

24 metre yüksekliğinde, 30 metre uzunluğunda, 4 metre genişliğindeki köprü, Mostar kentine de ismini verdi.

Zümrüt yeşili rengiyle bölgeye gelenlerin en çok ziyaret ettiği yerlerden biri olan Neretva Irmağı üzerine inşa edilen köprünün üretiminde 456 kalıp taş kullanıldı.

Asırlar boyunca Bosna Hersek’te hoşgörü ve kültürel çeşitliliğin sembolü olan tarihi köprü, sporcular tarafından yıllarca “atlama platformu” olarak da kullanıldı. Köprü, Mostar’da yaşayan gençlerin cüretlerini sergilemek için üzerinden atladıkları platform olarak da kullanılıyor.

Köprü, 2005’te UNESCO tarafından “Dünya Miras Listesi”ne alındı.

“BU KÖPRÜ BİR SEMBOL”

Mostar Barış ve Çok Etnikli İşbirliği Merkezi Müdürü Safet Orucevic, köprünün yıkıldığı tarihlerde belediye başkanı olduğunu, köprünün tekrar inşa edilme sürecinde birçok zorlukla karşılaştıklarını anlattı.

Orucevic, köprünün tekrar inşa edilme sürecinde ülkedeki tüm etnik kümelerin birlikte çalışmasını savunduğunu ve böylelikle barış ortamını tekrar kurmak için çalıştıklarını söyledi.

Köprüyü yıkanların da yine inşa edilme sürecine takviye vermesini istediğini belirten Orucevic, şöyle devam etti:

“Bu köprü bir sembol. Köprünün yine inşa edilmesi projesinin başarılı olup olmaması federasyon projesinin ne kadar başarılı olacağını da bize gösteriyordu. Bu kimin ne istediğini ya da ne istemediğini gösteren bir noktaydı. Memleketler arası toplumdan büyük dayanak aldık. Buranın, ‘Sırplar ve Hırvatlar olmadan inşa edilemeyeceğini’ söyledim. Periyodun Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Mostar’a geldiğinde ‘köprüyü ben yapacağım’ demişti. Yanımda Aliya İzetbegoviç (Bosna Hersek’in birinci Cumhurbaşkanı) vardı. Aliya, Demirel’e, ‘Sayın Cumhurbaşkanı, sizin bir şey vermenize gerek yok, siz esasen burayı birinci yapanlarsınız, bizim için değerli olan buranın memleketler arası bir proje olması.’ dedi.”

Demirel’in, İzetbegoviç’in köprü hakkındaki projesini beğendiğini aktaran Orucevic, “Türkiye, köprünün yenilenmesi için 1 milyon dolar bağışlayan ilk ülke oldu ve ardından diğer bağışçılar da projeye girmek için yarışmaya başladı” ifadesini kullandı.

“MOSTAR, KÖPRÜSÜ OLMAYAN BİR HİROŞİMA’YDI”

Orucevic, köprünün yeniden inşa edilmesinden bir yıl sonra UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alındığını dile getirdi.

Köprünün, Mostar şehrinin ekonomik açıdan gelişmesine en büyük katkıyı verdiğini vurgulayan Orucevic, şunları kaydetti:

“Köprünün etrafında tam bir turizm sanayisi oluştu. Yani köprü, ‘Hiroşima’ya’ hayat getirdi. Mostar, köprüsü olmayan bir Hiroşima’ydı. Bir iki cadde ve bir modül yanmış topraktı. Bugün, Mostar’da en az 20 otel, yüzlerce pansiyon ve apartman var. Köprünün yeniden yapımının üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen bazıları tarafından bunun ‘Hırvat kültürel mirası’ olarak nitelendirilmesini, üzerinde durulmaya değer bile görmüyorum.

Boşnaklar, o dönemde ‘Hırvatlar faydasına büyük bir proje gerçekleştirdi’ diye düşünüyorum. Onlara yıktıkları köprünün yeniden yapımına destek olarak üzerlerine düşen lekeden kurtulma şansı vermek istedik. İlk önce 20 yıl boyunca Boşnakların köprüyü yıktığını iddia ettiler ama biz onların köprünün yıkılışını çeken askerlerinden film satın alıp yayınladık.”

Orucevic, Hırvatların, köprüyü yıkarak moral bozmayı hedeflediğini belirterek, “Mostar kentini oluşturan şeyi yok etmek istediler. Mostar’daki işi bitirdiklerini ve etnik olarak temizleyeceklerini düşündüler. Köprünün yıkılması, bizi savunma ve kuşatmayı kırma ve devletle birleşme konusunda daha da azimli kıldı. Kendimizi savunmayı başardık, bu tarihi bir savunmadır ve köprümüz bizim nasıl beşerler olduğumuzu gösteriyor” diye konuştu.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.