Fatih Erbakan, hükümeti İncirlik ve Kürecik üslerini kapatmaya çağırdı, ekonomik kasvetlere dikkat çekti.
ANKARA, Refah başkanı Fatih Erbakan, “Siz iktidarda olanlar olarak adım atma makamındasınız. Fiilen bu gidişata ‘dur’ demekle mükellefsiniz. Bir an evvel İncirlik Üssü’nü TSK kontrolüne geçirin. İran’ın İsrail’e karşı meşru müdafaa hakkını korumak için yaptığı füze saldırılarını engellemek için kurulan Malatya’daki Kürecik Radar Üssü’nü bir an evvel kapatın.Muhalefet olarak konuşmak bize icraat yapmak size düşer” dedi.
Yeniden Refah Partisi Genel Lideri Dr. Fatih Erbakan, partisinin Van 2. Olağan Vilayet Kongresi’ne katıldı.
Erbakan, şöyle konuştu:
“Yeniden Refah Partisi, dünyacı değil, ahiret öncelikli siyaset yapanların partisidir. Yeniden Refah Partisi, siyaseti ticaret olarak değil, ibadet olarak yapanların adresidir. Yeniden Refah Partisi, ‘halka hizmet, hakka hizmettir’ anlayışıyla siyaset yapanların partisidir. Bizim anlayışımızda, milli görüşün hakka ve adalete dayanan eskimez düzeni vardır. Bizim anlayışımızda, zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan bugünkü köle düzenine, faizci sisteme muhalefet etmek vardır.”
Erbakan, “Vahşette, katliamda sınır tanımayan terörist İsrail, son olarak İran’a alçak bir taarruz düzenledi. Bu atağa anladığı lisandan yanıt verilmezse, dur durak bilmeyeceğini bir sefer daha bütün dünyaya gösterdi. İnsanlığın çektiği maddi ve manevi sorunların sebebi olan bir mikrop olan Siyonizm, azgınlaştı, şımardı ve haddi ziyadesiyle aştı. Bugün İran’ı vuran siyonist rejimin hedefi, merhum Erbakan Hocamızın 40 sene öncesinden ifade ettiği gibi; Suriye ve İran’dan sonra asıl amacı Türkiye’dir. Türkiye’nin bölünüp parçalanması, kolay yutulacak lokmalar haline getirilmesi ve yutularak büyük İsrail’e vilayet yapılması planını yıllardan beri sürdürüyor. Bu alçak saldırı karşısında güç sahibi olanlar, yetki sahibi olanlar bizden daha da etkili konuşmalar, hamaset yapıyor. Ama ‘adım atın’ dendiği zaman da, koltuklarını kaybetmekten korktukları için herhangi bir adım atmaya yanaşmıyor. Siz iktidarda olanlar olarak adım atma makamındasınız. Fiilen bu gidişata ‘dur’ demekle mükellefsiniz. Bir an evvel İncirlik Üssü’nü TSK denetimine geçirin. İran’ın İsrail’e karşı yasal müdafaa hakkını korumak için yaptığı füze hücumlarını engellemek için kurulan Malatya’daki Kürecik Radar Üssü’nü bir an önce kapatın. Azerbaycan’dan çıkan petrolün Türkiye toprakları üzerinden Siyonist katillere gitmesine mani olun. Siyonistlerin petrolünü vermek bize mi kaldı? D-8 bugünler için kuruldu. D-8 ülkelerini toplayın ve askeri müdahale de dahil tüm seçenekleri masaya yatırın. Muhalefet olarak konuşmak bize icraat yapmak size düşer. Bu teröristlere anladığı lisandan yanıtı ulusal görüş iktidarı ile vermiş olacağız inşallah.”
Erbakan, “Bu ekonomik düşüncelerle ilgili adımlara mevcut anayasa mı pürüz oluyor? Elinizi, kolunuzu tutan mı var? ‘Önce millet’ anlayışıyla milletin alım gücü ve refah düzeyini artıracaksınız da, buna anayasa mı pürüz oluyor? Bir anayasa gündemi çıkarmışlar, gece, gündüz, varsa, yoksa anayasa… Böylelikle milletin asıl gündemi olan ekonomik badireleri unutturuyorlar. Bugün Türkiye’de yoksulluk sınırı 80 bin liranın üzerine çıktı. Bu hesaba göre Türkiye’de halkın yüzde 80’i yoksul. Doğuda ve güneydoğuda bu yoksulluk daha da fazla. Açlık sınırı 26 bin lirayı geçti. Bu hesaba göre de Türkiye’de halkın yüzde 45’i aç. Türkiye’nin gerçekleri bunlar. Vatandaşın asıl gündemi bu. Sayın Cumhurbaşkanı’na sorarsanız, her yaptığı konuşmada ‘kötü günler geride kaldı, gelecek günler daha uygun olacak’ diyor, ‘2025, 2024’ten daha iyi olacak’ diyor. Fakat bu dataları ortaya koyduğumuz vakit Sayın Cumhurbaşkanı’nın yanıldığını üzülerek görüyoruz. Eğer bu anlayışla aynı tas aynı hamam devam ederseniz, 2026 da 2025’ten daha iyi olmayacak” dedi.
Erbakan, “Borç – Faiz İktisadının nasıl bir çıkmaz sokak olduğunu gösteren sayılar; 2024 yılında vatandaşların, şirketlerin ve Hazine’nin ödediği faizin toplamı 235 milyar dolara ulaştı. 2025 yılında bu rakama 270 milyar dolar daha eklenecek. Böylece 2 yılda faize ödediğimiz para 505 milyar doları bulacak. Bu para, bu yıl 1,3 trilyon dolara çıkması beklenen Türkiye’nin yıllık Gayrisafi Yurtiçi Hasılası’nın neredeyse yarısına denk geliyor. ve yine bu para Türkiye’nin toplam dış borcunu ödemeye yetiyor. ve tekrar bu para 85 milyonun tüm ferdî banka borçlarını, KOBİ’lerin tüm borçlarını, özel dalın tüm borcunu ve çiftçimizin tüm borcunu ödüyor, üzerine de 100 milyar dolar para kalıyor! İşte Faiz bu türlü bir canavardır, Borç-Faiz iktisadı bu türlü bir çıkmaz sokaktır. Bir an evvel, 2026 ilkbaharında sandığı milletin önüne getirin. Bir an evvel sandığı getirin ki artık Ulusal Görüş gelsin ve bu ülkeyi borç-faiz -zam-vergi iktisadından kurtarsın” diye konuştu.