Yapay zeka ve süperiletken mıknatıslarla hız kazanan füzyon, artık bir “ne zaman” sorunu haline geldi. Maritime Fusion, pahalı amonyak ve hidrojen yakıtlarıyla rekabet edebileceği inancıyla, ilk santralini bir gemiye kurmak için 4.5 milyon dolarlık yatırım aldı.
Dünyada kritik bilimsel eşiği henüz tek bir füzyon cihazı geçebilmiş olsa da, enerji dünyasının geleceği için büyük bir adım atılıyor. Maritime Fusion CEO’su Justin Cohen, geliştirdikleri füzyon reaktörünü bir gemiye yerleştirmeye hazırlanıyor.
Yapay zeka, hesaplama kapasitesi ve süperiletken mıknatıslardaki hızlı ilerlemeler sayesinde, füzyon enerjisi artık ticari bir gerçekliğe her zamankinden daha yakın. Bu teknoloji, bol miktarda bulunan bir yakıt kaynağı olan sudan devasa miktarda temiz enerji üretme sözü veriyor.
Aslında bir reaktörü gemiye koyma fikri tamamen yeni sayılmaz. Bugün, nükleer fisyon reaktörleriyle çalışan denizaltılar ve uçak gemileri zaten denizlerde görev yapıyor. Bu gemiler sessiz, güçlü ve onlarca yıl yakıt ikmali yapmaya ihtiyaç duymadan çalışabiliyor. Maritime Fusion’ın kurucu ortağı Cohen, “Fisyon, gemilerdeki nükleer güç için kesinlikle yolu açtı” diyor.
Füzyon enerjisi, gemilere benzer yetenekler sağlayacak, ancak erime, yayılma veya radyasyon gibi endişeleri ortadan kaldıracak. Cohen, denizcilik sektörüne bu atılımı yapmaya hazırlanan ilk şirket olduklarını belirtiyor: “Bir tokamak’ı (önde gelen füzyon reaktörü tasarımı) gemiye koymanın nasıl bir şey olduğunu gerçekten araştıran ilk kişiler biziz.“
Denizde başlamak neden daha mantıklı?
Maritime Fusion, teknolojiyi ticarileştirme konusunda denizde başlamanın karadan daha kolay olacağını düşünüyor. İlk füzyon santralleri ucuz olmayacak ve maliyetlerinin düşmesi zaman alacak. Cohen, “Maliyet açısından şebekedeki güneş ve rüzgar gibi enerji kaynaklarıyla rekabet etmek çok zor” diyor.
Ancak denizde ekonomi farklı işliyor. Kargo gemilerinde dizel ve bunker yakıtın yerini alması beklenen amonyak ve hidrojen, hala oldukça pahalı. Cohen, “Bunlar, ilk tür füzyon kadar pahalı olabilecek gerçekten pahalı yakıtlardan bazıları. Bu durumlarda, onlarla doğrudan rekabet edebiliyoruz” diyor.
Maritime Fusion, konseptini geliştirmek ve ilk reaktörünün parçalarını üretmeye başlamak için 4,5 milyon dolarlık bir tohum yatırım turunu tamamladı. Şirket, füzyon reaksiyonları için gereken plazmayı hapsetmekte kullanılacak güçlü mıknatısların temeli olan yüksek sıcaklıkta süper iletken (HTS) kabloları birleştirmeye başladı.
2032 hedefi ve 1.1 milyar dolarlık proje
Girişim, Yinsen adını verdiği ilk enerji santralinin yaklaşık 30 megavat elektrik üretmesini bekliyor. Şirket, en büyük mühendislik zorluklarının, enerjiyi hasat eden ve tokamağın sürekli çalışmasını sağlayan destek sistemlerinin tasarımı olacağını belirtiyor. Gemi üzerindeki ekipmanları basitleştirmek için yakıt işleme gibi bazı görevlerin karada yapılacağını söylüyor.
Maritime’ın ilk tokamağı yaklaşık sekiz metre genişliğinde olacak. Şirket, santralin 2032 yılında faaliyete geçmesini ve yaklaşık 1,1 milyar dolara mal olmasını öngörüyor.
Füzyon yarışının lideri kabul edilen Commonwealth Fusion Systems (CFS) ise, yaklaşık beş metre genişliğinde daha küçük bir tokamak olan Sparc‘ı inşa ediyor. CFS, bu amaçla bugüne kadar yaklaşık 3 milyar dolar topladı ve gösteri tesisinin gelecek yıl faaliyete geçmesini bekliyor. Sparc, şebekeye elektrik vermeyecek ve sadece tükettiğinden daha fazla güç üretebildiğini kanıtlamayı hedefliyor.
Cohen, CFS’in başlangıç avantajının bir engel teşkil etmeyeceğinden emin: “Enerji üretmeyen, başabaş tarzı bir cihaza milyarlarca dolar harcamayacağız. İnşa edeceğimiz ilk tokamak, bir müşteri için enerji üreten bir tokamak olacak.“