AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik katıldığı canlı yayında KDP Başkanı Mesut Barzani’nin Şırnak’ın Cizre ilçesindeki ziyareti sırasında silahlı korumalarına ilişkin soruşturma başlatıldığını duyurdu. Görüntü için “Nahoş” yorumu yapan Çelik, “Barzani’nin aktif görevi yok. Türkiye onu koruyacak kudrete sahiptir” dedi. Öte yandan Çelik’in sözlerinin ardından İçişleri Bakanlığı da görüntülerle ilgili inceleme başlatıldığını ve konuyla ilgili 2 müfettiş görevlendirildiğini açıkladı.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Habertürk’ te gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Çelik, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Başkanı Mesut Barzani’nin Şırnak’ın Cizre ilçesindeki ziyareti sırasında silahlı korumalarına ilişkin soruşturma başlatıldığını açıkladı.
Çelik, “Nahoş bir görüntü. İçişleri Bakanlığı duruma ilişkin soruşturma başlattı. Barzani’nin aktif görevi yok. Türkiye onu koruyacak kudrete sahiptir” ifadelerini kullandı. Barzani’nin ofisinden yapılan açıklamadaki Bahçeli’ye yönelik sözlere de tepki gösteren Çelik, “Asıl bu açıklamayı yapan kişi kimse şövalyelist ve ırkçı söylemdir. Bu kabul edilemez bu açıklamanın düzeltilmesi lazım.” dedi.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NDAN AÇIKLAMA
Ömer Çelik’in açıklamalarının ardından İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, görüntülerle ilgili inceleme başlatıldığı ve konuyla ilgili 2 müfettiş görevlendirildiğini duyuruldu.
YUNAN BAKANA TEPKİ
Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias’ın “Ege’yi füzelerle donatacağız” açıklamalarına AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten yanıt geldi. “Türkiye’nin Milli Güvenliği’nin pazarlık konusu olamayacağına” dikkat çeken Çelik, “Çatışma, savaş, düşük kapasiteli kişilerin kullanacağı kelimeler” dedi. “Biz diplomasiyi işletiriz” ifadelerini kullandı.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE
Türkiye’nin terörle uzun mücadelesi olduğunu söyleyen Ömer Çelik, AK Parti iktidarından önce de terör örgütünün silah bırakması için çeşitli çalışmalar yapıldığını belirtirken, “Çeşitli kereler çeşitli denemeler olmuş. Rahmetli Özal zamanında olmuş, rahmetli Erbakan’ın girişimlerinden bahsedilir. Cumhurbaşkanımızın Başbakan olduğu dönemlerde çözüm süreci şeklinde tekrar hükümetimizin döneminde gerçekleşti. Şu görülmüştür; hükümet ve devlet kanadında red, inkar, asimilasyon politikasıyla anılan vesayet döneminde bu sorunda Türkiye’nin kapasitesini büyüterek ortaya çıkan yaklaşım görülmüştür.” dedi. Süreç komisyonunun İmralı ziyaretine de değinen Çelik, “Birisi tutup da terör sona ersin diye çağrı yapıyorsa, terörün sonlanması için inisiyatif alıyorsa, komisyonun bunu değerlendirmesinden daha doğal bir şey olamaz.” diye konuştu. Çelik’in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle: “2 Ağustos 2005’te sayın Cumhurbaşkanı Başbakan’dı. Diyarbakır’da konuşma yaptı ‘Kürt sorunu benim sorunumdur’ dedi. Bu paradigmatik bir devrimdir. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı çıkıp ‘Bu benim meselemdir, Türkiye’nin tamamının meselesidir’ diyor. Belli bir etnik mesele değil. Aynı şeyi başörtüsü meselesine de uyarlayabilirsiniz. Vatandaşlarımızın kimliklerinin üzerindeki inkar ve asimilasyon politikaları büyük adımlarla sona erdirilmiştir.
Burada bir sürü süreç çeşitli kereler denendi. Son süreçte iç cephenin güçlendirilmesi çağrısından sonra sayın Bahçeli’nin tarihi çağrısı Cumhuriyet döneminin en önemli çıkışlarından birisi. Türkiye kendi milli gözüyle yeni bir süreç başlattı. Sayın Cumhurbaşkanımızın devlet kurumlarına talimatıyla bu devlet politikasına dönüştü. ‘Odak noktamızı kaybetmeyelim’ cümlesini çok sık kuruyorum. PKK terör örgütünün unsur, uzantılarıyla fesih ve silahlarının bırakılması. Devlet katı, TSK, istihbarat ve İçişleri ve diğer kurumlarda hazırlıkları var. Milli irade bu işin sahibi olsun diye Yüce Meclis’te komisyon oluşturuldu. Komisyon yarın bir gün silahlar bırakıldıktan sonra adım atılmak üzere hukuki çerçeveye dönük olarak pusula teşkil edecek. Silah bırakma tamamlanır, PKK’nın kendisini fesh ettiği, varlığını sona erdirdiğini eylem olarak, teyit mekanizması tarafından teyit edilmesi gerekir. MİT ve TSK bu teyit mekanizmasıdır. Daha sonra devletin başı olan sayın Cumhurbaşkanımıza arz edilir. Artık bu Cumhurbaşkanlığı kararı ile mi olur MGK kararı ile mi olur; PKK terör örgütlüğünden çıkar. Bütün bunlar kademeli olarak ele alınır. Fesih retorikle ilgili bir şey değil. Feshetmekten anladığımız isim, tabela değişikliği değil. Varlığın sonlandırılmasıdır. 4 ana alanda silahlı yapısı var. Bir de bunların çatısı olan KCK var.
Bölgede halklara kötü niyet besleyen herkes terör örgütlerini vekalet savaşlarında kullanıyor. Kimin kime ne vaat ettiğini biliyoruz. Ülke ismi vermeyeyim şimdi. Müttefiklerimizden de ya çekimser duran ya da silah bırakma sürecini akamete uğratmak isteyen faaliyetler görüyoruz. Bir terörist yakalamıştık. Bu terörist yıllar evvel DEAŞ’ta bulunmuş, oradan çıkmış PKK terör örgütünde faaliyet yürütmüş aynı zamanda batılı bir devletin istihbaratına çalışıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin gözü bütün bunları görüyor. Sürekli olarak sahadayız.”
KOMİSYONUN İMRALI ZİYARETİ
“TBMM’de doğrudan cezaevlerini ziyaret eden komisyonlar var. TBMM üyeleri çeşitli sebeplerle gerek terörist gerek başka alanlarda mahkumlarla görüşüyor. İhtiyaç duyulduğu için. Böyle bir mesele yürütülürken komisyonun iradesi tecelli etmiş. Netice itibariyle bu görüşme gerçekleşmiş. Birisi tutup da terör sona ersin diye çağrı yapıyorsa, terörün sonlanması için inisiyatif alıyorsa, komisyonun bunu değerlendirmesinden daha doğal bir şey olamaz. Sürekli olarak AK Parti’nin uzak durduğu söyleniyor. Halbuki Cumhurbaşkanımız ve genel başkanımız her MYK, MKYK’nın açılışında dışarı kapalı konuşma yapar. Uzun zamandır ilk gündemi terörsüz Türkiye ile ilgili yapılacaklardır.”
ŞIRNAK’TAKİ PEŞMERGE GÖRÜNTÜLERİ
Sayın Barzani’nin Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge sürecine destek vermesi önemlidir. Sayın Cumhurbaşkanımızla da bir görüşme yapmıştı. Fiilen başkan olduğu dönemde de bir konu hariç bütün konularda Türkiye ile gayet iyi dostluk ilişkisi içinde oldu. O konu da referandum meselesiydi. İyi ilişkilerimiz oldu. Görüntü tabii ki nahoş ve olumsuz yorumlara zemin teşkil etti. Bununla ilgili olarak İçişleri Bakanlığı bir soruşturma yürütüyor. Sonuç olarak sayın Barzani’nin aktif görevi yok. Tabii ki güvenliğini sağlanması gerekir. Türkiye Cumhuriyeti bu kudrete sahiptir. Biz yayına girmeden onun ofisi adına sayın Bahçeli ile ilgili saygısız mesaj yayınlandı. Kaleme alınan metin saygsız metin. Irkçı faşist gibi ifadeler kullanılıyor. Sayın Bahçeli’nin bu değerlendirmeyi yaparken sayın Barzani’yi koruyan güvenlikçilerle ilgili değerlendirmesi var ama sayın Barzani’nin şahsına ilişkin bir olumsuz değerlendirmesi yoktur.
Barzani’nin şahsıyla, ziyaretiyle olumsuz ifade yok, görüntülerle olumsuz ifadeleri var. Ofis sözcüsü ırkçı ve şovenist gibi ifadeler kullanmış. Orada asıl açıklamayı yapan kişi kimse onun kullandığı dil ırkçı ve şovenist. O açıklama doğrudan sayın Bahçeli’ye karşı saygısız ifadelerdir. Bu kabul edilemez ve mutlaka düzeltilmesi gerekir. Terörsüz bölge için emek veren bütün bir siyasi hayatın gücünü bu işe seferber etmiş, Orada sayın Bahçeli’nin verdiği mesaj nahoş görüntülerle ilgilidir. Barzani’yle, gelişiyle ilgili bir cümle yok. Ofisin ifadeleri sayın Bahçeli’ye karşı kullanılması asla kabul edilemez. Bu dil terörsüz bölge sürecine zarar verecek bir dil olmuş.