İsrail ordusunun Gazze’nin kuzeyindeki Cibaliya bölgesinde 10 meskene düzenlediği hava akınlarında en az 150 kişinin öldüğü ve yaralandığı bildirildi.
Gazze’deki Sivil Savunma Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliya bölgesinde “korkunç” bir katliam yaşandığı, “İsrail’in bombardımanında 150’den fazla kişinin öldüğü ve yaralandığı, saldırıya hedef olanları kurtarmak için harekete geçilemediği” söz edildi.
İsrail ordusunun, En-Neccar, Ebu el-Avf, Selman, Hicazi, Ebu el-Kumsan, Akl ebu Raşid, Ebu et-Tarabiş, Zakul ve Şalan ailelerine ilişkin meskenleri bombaladığı belirtilen açıklamada, İsrail’in bölgedeki yerleşim bölgesinin tamamını bombaladığı, Filistinlilerin yaralıların taşınması için imdat çağrıları yaptığı kaydedildi.
İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin kuzeyinde sivil savunma ve sıhhat hizmetlerinin çalışmalarını engellemesi sonucu meyyit ve yaralıların naklinde büyük zorluklar yaşadığı belirtildi.
İSRAİL’İN ZORLA GÖÇ PLANI
Cibaliya Mülteci Kampı başta olmak üzere Gazze’nin kuzeyine 5 Ekim’de yoğun hava saldırıları düzenleyen İsrail ordusu, 6 Ekim’de kelam konusu bölgelere kara saldırısı başlattı.
Bu adımın, daha evvel İsrail basınına yansıyan ve “generallerin planı” olarak bilinen, İsrailliler için yerleşim yeri hazırlığı yapmak emeliyle Filistinlilerin Gazze’nin kuzeyinden tahliye edilmesi adına atıldığı düşünülüyor.
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, 7 Ekim’de toplumsal medya hesabından yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Hanun, Cibaliya ve Beyt Lahiya’daki Filistinlilere ikazda bulunarak boşaltılması istenilen bölgelerin haritasını paylaşmıştı.
Filistinlilere Gazze’nin güneyindeki Mevasi bölgesine gitme çağrısı yapan Adraee’nin paylaştığı haritanın, İsrail ordusunda eski Operasyonlar Bölümü Başkanı General Giora Eiland’ın girişimiyle hazırlanıp hükümete sunulan Filistinlilerin zorla göç ettirilmesine ilişkin “generallerin planına” benzerliği dikkati çekmişti.
“Generaller Planı” adını taşıyan bu plan, Filistinlileri, Gazze Şeridi’nin kuzeyinden tehcir etmeyi, akabinde bölgenin kuşatılması, besin, yakıt ve pak su girmesine müsaade verilmemesini öngörüyor.