Ömer Çelik: Suriye’deki olayların arkasında vekalet savaşları var

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, gündeme ilişkin açıklamalarda bulunuyor.

Ömer Çelik: Suriye’deki olayların arkasında vekalet savaşları var
Yayınlama: 23.07.2025
1
A+
A-

AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı.

Parti genel merkezindeki toplantı saat 16.50’de başladı.

Toplantı sürerken AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, basın mensuplarına MYK’nın gündemine açıklamalarda bulundu, soruları cevapladı.

Çelik şunları kaydetti: “Yakında partimizin 24. yaş gününü kutlayacağız. Partimizin yaş günümüzü kutladıktan sonra da Türkiye çapında yeni bir kampanya başlatacağız. Bununla ilgili hazırlıklarımız devam ediyor. Önemli günler söz konusu. Erzurum Kongresi’nin yıl dönümü. Dünyanın içinden geçtiği günlere bakınca Erzurum Kongresi’nin milli sınırlar içinde vatan bir bütündür ilkesi cumhurbaşkanımız tarafından ifadeleri çerçevesinde pusulamıza yön veriyor. Hatay’ın ana vatana katılmasının da yıl dönümündeyiz. Bunun arkasında Türkiye’nin önemli bir mücadelesi var.”

Çelik toplantıdaki en önemli gündem maddelerinin Gazze olduğunu söyledi. Çelik, “Kuşatmanın kalkması ve insani yardım korudorunun açılması için küresel bir birliğin ortayla konması şarttır. Netanyahu’nun yargılanması insanlık meselesi haline gelmiştir” dedi.

“TÜRKİYE’NİN MİLLİ GÜVENLİĞİ İÇİN TEHDİTTİR”

Suriye Süveyda’daki çatışmalara ilişkin “Bunun siyonizm destekçisi Dürzilerin bir sabotaj girişimi olduğunu” söyledi.

Çelik sözlerini şöyle sürdürdü:

“Suriye’de bir istikrarsızlık girişimi oluşturulmaya çalışıldı. Süveyda’da, İsrail yanlısı, siyonizm destekçisi bir Dürzi grubun öncülüğünde bir propaganda merkezi ve şiddet odağı, Suriye’nin istikrarına yönelik bir sabotaj girişiminde bulundu. Bu sabotaj girişimi, İsrail tarafından kendisi için bir fırsat olarak değerlendirildi. Soykırımcı Netanyahu hükümeti, Suriye’nin Genelkurmay Başkanlığı başta olmak üzere çeşitli birimlerine yönelik saldırılar gerçekleştirdi. Burada şunu net bir şekilde ifade etmek gerekir: Bölge barışı ve dünya barışı açısından bir numaralı tehdit, Netanyahu hükümetidir.

Eğer birileri İsrail’in güvenliğinin tehdit altında olduğunu söylüyorsa, bu kişiler aynı zamanda İsrail’in güvenliğini tehdit eden asıl unsurun Netanyahu hükümeti olduğunu da açıkça görmelidir.

Dolayısıyla İsrail’in Suriye’yi bölmeye ve istikrarsızlaştırmaya yönelik her faaliyeti, Türkiye’nin milli güvenliği açısından doğrudan bir tehdit oluşturmaktadır. Biz, Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve milli egemenliğine sonuna kadar sahip çıkılması gerektiğine inanıyoruz.

Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine yönelik her olumsuz girişim, “Kardeş Suriye’ye sahip çıkma” ilkemiz doğrultusunda tarafımızca kesin olarak reddedilmektedir. Aynı şekilde, oradaki her türlü istikrarsızlığın Türkiye’nin milli güvenliğini tehdit edecek sonuçlar doğuracağına inanıyor ve buna karşı net bir tutum alıyoruz.

Ayrıca, bazı Batılı yayın organlarında Suriye’deki gelişmelerin etnik ya da mezhepsel bir gerilim şeklinde yansıtıldığını görüyoruz. Bu yayınlarda, Suriye’deki meşru yönetim ve Cumhurbaşkanı, mezhep temelli bir anlayışla Dürzilere karşı bir girişim içerisinde olmakla itham edilmektedir.

Ancak burada esas meseleyi doğru görmek gerekir. Suriye’de etnik ve mezhepsel krizleri tetiklemeye çalışanlar, aslında Suriye’nin iç dinamiklerinden ziyade, vekâlet savaşları aracılığıyla çeşitli projeleri hayata geçirmeye çalışan dış güçlerdir.

Görüntüde bir etnik ya da mezhepsel çatışma gibi yansıtılsa da, bu olayların arkasında büyük devletlerin yürüttüğü vekalet savaşları vardır. Nitekim Süveyda’daki Dürzi grup da doğrudan Siyonizmin müdahalesini talep ederek, kim adına hareket ettiğini ve asıl amacının ne olduğunu açıkça ortaya koymuştur.

LGS İDDİALARI: “BU BİR VAHŞET SİYASETİDİR”

Ömer Çelik, LGS ile ilgili iddialara ilişkin “Muhaflet odakları yalan bilgi veriyor ve ardından yalan siyasetiyle bir kampanya sürdürüldü. Bu bilinçli, tahamüden bir yalan siyaseti oluşturmadır. Göz bebeği imam hatip okulları hedef alındı. Gerçekler açıklanmasına rağmen yalan bilgiyi tashih eden bir adım atılmadı. Bizlere geçmiş dönemde yapılan kampanyaları hatırlattı. Özellikle de başarılı çocukların anne babalarının kimliklerinden dolayı hedef gösterilmesi bunu yapanların nasıl ayrımcılık yaptığını göstermekte. Bu bizim için bir vahşet siyasetidir. Bu yalan siyasetiyle mücadele etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

Çelik, Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin şunları söyledi: “Çeşitli çevrelerden bir takım fikirler ortaya atılarak fesihle ilgili kafa karıştırmaya dönük adımlar atılmaya çalışıldı. Türkiye terörle mücadeledeki kararlılığından vazgeçmiş değildir. Vatandaşlarımızın güvenliği için birimlerimiz görev başındır. Bütün birimler tabii ki görev başındır. Terörsüz Türkiye süreci de büyük bir hassasiyetle yürütülecektir. Gerekli hassasiyet Cumhur İttifakı tarafından gösterilecektir. Odağımız Terör örgütünün feshidir. Terörsüz Türkiye ile Terörsüz bölgenin ortaya çıkmasıdır. Çeşitli zamanlarda yapılan açıklamalarla Terörsüz Türkiye’ye dönük haksız eleştiriler oluyor bunlara cevap veririz ancak şu an silah bırakma sürecinin sağlıklı ilerlemesine odaklanmış bulunuyoruz.”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.