İnsanoğlunun belki de en şanssız durumudur birikimini doğuştan aktaramıyor olması.
Bu nedenle doğan her bebek, sıfırdan başlamak zorunda kalıyor.
Yürümeyi, konuşmayı, düşünmeyi, yorumlamayı hep sonradan öğreniyor.
Oysa ne güzel olurdu annesi ve babasının birikimiyle dünyaya gelse,
İşte tarih burada önemli bir değer olarak ortaya çıkıyor,
Hayatın her alanında yön gösterici oluyor.
Sözü terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrıya getireceğim.
Öcalan, sosyolojik temele dayandırdığı tezleriyle terör örgütüne seslendi,
Silahlı eylemi bitirin, terör örgütüne son verin çağrısı yaptı.
Gerçi Öcalan 13 yıl önce de “silah bırakın” çağrısı yapmıştı,
Terör örgütü ise 8 kez ateşkes kararı almıştı.
Cumhuriyet tarihimizin en kanlı terör örgütü, bu sefer silah bırakır, kendini kapatırsa bu durum aklı başında herkesi mutlu eder,
Terörsüz bir Türkiye, ülkemizin, insanımızın geleceği için çok önemli.
İyi de bu “fesih” nasıl ve neden olacak?
Bir grup, terörle 40 yıldır insanımızı katleden birinin yol haritası belirlemesine tepkili.
Açıkça söyleyeyim benim de ciddi tereddütlerim var.
Konuyu üç başlıkta ele alacağım,
Öncelikle bu adımlar sonrası nasıl bir Türkiye hedefleniyor?
Misal hınca hınç dolu olan cezaevlerinin durumu ne olacak?
Çıkartılacak bir afla cana kıyan, tacizciler, tecavüzcüler salıverilecek mi?
Siyasi iktidar, yeni anayasa için çalışmalar yapıyor.
Dem Parti’nin (Kürt Seçmen ağırlıklı) desteğiyle yeni bir anayasa mı yapılacak?
Yapılacaksa bu anayasa nasıl olacak?
Mesela bir kişinin siyasi ikbali için hangi tavizler verilecek?
Olası yeni anayasa da Türklük kavramı olacak mı?
Laiklik hassasiyeti nasıl korunacak?
Üniter devlet yapısından vaz mı geçilecek?
Yeni anayasa yapılacaksa terör örgütünün elebaşı, ne kadar dikkate alınacak?
Diğer bir konu ise Türk askerinin yurtdışındaki varlığı,
Türk askeri, Suriye’nin kuzeyinde Fırat Kalkanı, Zeytindalı ve Bahar Pınarı harekat bölgelerinde teröre geçit vermiyor.
Askerimiz zaman içinde buralardan geri mi çekilecek?
Emperyalistlerin cirit attığı bölge kime bırakılacak?
Suriye merkezi yönetimi mi orada olacak, yoksa emperyalist postallar mı?
Yanıt bekleyen bu sorular Türkiye için hayati öneme sahip.
Bir kez daha kalın çizgilerle altını çiziyorum,
Terör belasının bitmesi bu topraklar için bulunmaz bir nimet.
Tarih bu noktada bize bir kez daha yol gösteriyor,
Batı’nın sözde “Doğu sorunu” 100 yıl önce coğrafyamızı kan gölüne çevirdi,
Umarım ki emperyalistlerin 100 yıl önceki oyunu iyi analiz edilmiştir,
100 yıl sonra yeniden aynı sözde sorunu önümüze getirirlerse bu durum bölge için yeni bir felaket olur.
Bu nedenle atılacak adımlar çok önemli,
Oyuna gelmeden, tarihten ders çıkararak ilerlemek mecburiyetindeyiz.
Başka Türkiye yok…
Serhat DOĞAN
Gazeteci