Türkiye’nin Londra Başkonsolosluğu önünde Kur’an yakan kişiye para cezası

Türkiye’nin Londra Başkonsolosluğu önünde şubat ayında Kur’an-ı Kerim yakan sanık, dün hakim karşısına çıktı. Hakim, 50 yaşındaki sanık Hamit Coşkun’un kelam konusu hareketinin “kısmen Müslüman nefreti saikli” olduğuna hükmederek sanığı “dini olarak ağır kamu düzeni” cürmü işlemekten hatalı buldu. Hakkında para cezasına hükmedilen sanık ise yargılanmasının “ifade özgürlüğüne bir saldırı” olduğunu savundu.

HAKİM MCGARVA: ÇOK PROVOKE EDİCİ

Coşkun, şubat ayında Midlands’deki konutundan Rutland Gardens’a gitmiş, Kur’an-ı Kerim’in ateşe vermiş, İslam ve Kur’an-ı Kerim’e hakaret ve küfür eden sözler kullanmıştı. Türkiye doğumlu olan Coşkun, mahkemede yaptığı savunmada, barışçıl bir biçimde protesto gösterisinde bulunduğunu ve aksiyonunun tabir özgürlüğü kapsamına girdiğini tez etti.

Mahkeme Hakimi McGarva ise sanığın aksiyonlarının “oldukça provoke edici” olduğunu belirterek aksiyonunun “en azından kısmen Müslümanlara yönelik nefret saiki taşıdığını” belirtti. Coşkun, buna karşı, Müslümanları değil, genel manada İslam’ı eleştirdiğini savundu. Ancak McGarva bunu kabul edemeyeceğini kaydetti.

Coşkun’un yasal fiyatlarının Ulusal Laik Topluluğu ve Özgür İfade Birliği tarafından ödeneceği belirtildi. Her iki kurum da mahkeme kararını eleştirerek “karar bozulana kadar istinafa götürmeye devam edeceklerini” kaydetti. Müslüman Angajmanı ve Gelişimi isimli küme ise mahkeme kararına “Nefret söylemi ifade özgürlüğü değildir” etiketiyle yorum yaptı.

MUHALEFETTEN KARARA

Muhalefetteki Muhafazakar Parti önderi Kemi Badenoch, X hesabından yaptığı açıklamada, davanın istinafa gitmesi gerektiğini savundu, “İnanç özgürlüğü ve inanmama özgürlüğü Britanya’da vazgeçilmez haklardır. Bu hakları ölene kadar savunacağım” dedi.

Sanık hakkında 240 sterlin para cezasına hükmeden Hakim McGarva ise “dine hakaret yasasını geri getirip genişletmeye teşebbüs ettiği” tenkitlerini reddetti. Kararında sanığın kullandığı lisana ve aksiyonunun yeri ve vaktine dikkat çeken Hakim, ateist olan sanığın Türkiye’de kendisinin ve ailesinin tecrübelerine dayanarak İslam’a ve ona inananlara karşı nefret duyduğunu belirtti.