“Yangın” değil “Yoksulluk” can aldı

İzmir’in Selçuk ilçesinde büyük bir facia yaşandı.

5 kardeş aynı evde aç, susuz bir halde alevlerin arasında kaldı.

Anneleri hurda toplamaya gitmişti,

Baba ise cezaevinde.

Talihsiz çocukların hepsi hayatını kaybetti.

Bir yanda suç ve ceza, bir yanda sorumsuzluk,

Diğer yandaysa açlık, sefalet ve sahipsizlik.

Yani tam bir Türkiye manzarası.

Yüreklerimiz yandı, büyük bir öfkeyle “Nerede bu devlet?” diye soruldu.

Açıklamalar peş peşe geldi,

“18 Kez evine gidildi” dendi.

Yetmez gerekirse 118 kez gideceksiniz.

Öncelikle şunda hem fikir olalım.

Ak Parti devlet değil, sadece devletin kurumlarını yöneten bir parti.

Evet devleti yönetenleri o parti belirliyor,

Ancak parti dediğiniz bugün var yarın yok.

Oysa devlet baki ve olmaya devam edecek.

Bu olayda aile kadar devletin de hatası var.

Çocukların babası bir buçuk yıl önce tutuklanmış.

O babayı tutuklayan sayın hakim, adamın dosyası önünüzde,

Yani yaşları küçük 5 çocuğun babasız kalacağını biliyorsunuz.

İlk duruşmada sanıklara maddi kazançları sorulmaz mı?

Muhtemelen sizde sordunuz.

Yani her şeyin farkındasınız.

Bir kadın 5 çocuğa nasıl bakacak?

Bu kadının eğitim durumu ve olmayan maddi geliri belli.

“Tutukluluğuna” deyip geçmek kolay,

Suç işlemişse elbette tutuklanacak ama geride kalanlar için “bana ne” diyemezsiniz.

Ona göre bir karar vereceksiniz.

Gerekirse çocuklar için karar aldıracaksınız.

Aile bakanlığı, “aylık 8600 tl verdik” diyerek anca kendini teselli edebilir.

Allah aşkına 5 çocuk ve bir anne, ayda 8 bin 600 lirayla nasıl geçinebilir?

Üstelik bu insanlar barakada yaşamaya çalışıyor.

“Gittik ama aile çocukları vermedi” demek çözüm değil.

Aile çocukları vermediyse anneyle birlikte hepsini bir yuvaya yerleştirip geçimlerini sağlayacaksınız.

Devlet işte o zaman tam anlamıyla DEVLET olur.

İzmir valisi, Selçuk kaymakamı, kentin belediye başkanları sizler ne yaptınız?

Evet durumu fark etmiş olabilirsiniz ama yetmedi işte.

İhmaller zinciri 5 yavruyu hayattan kopardı.

Bir gazeteci olarak bende üzerime düşen görevi yapmazsam yani yok sayıp, “neden” diye sormazsam bu çocuklarımız maalesef ölmeye devam edecek.

Devlet vatandaşına sahip çıkacak.

Gidecek ayağına, şefkat elini uzatacak.

Bu devlet, bu topraklar bu insanlar bizim.

Ne başka devletimiz, ne başka toprağımız ne de başka insanımız var.

Hepsi bir, hepsi bütün ve hepsi BİZİM.

Serhat DOĞAN
Gazeteci