Yapay zeka gerçekten milli güvenlik sorunu mu?

Yapay zeka gerçekten milli güvenlik sorunu mu?
Yayınlama: 30.05.2024
Düzenleme: 13.11.2024 15:25
3
A+
A-

Teknoloji çağı hızla ilerlerken, yapay zeka artık hayatımızın her köşesinde kendini hissettiriyor.

Türkiye de bu alandaki gelişmeleri yakından takip ediyor ve yapay zeka teknolojilerini stratejik olarak benimsemeye çalışıyor.

Ancak, bu harika icat gerçekten sadece hayatımızı kolaylaştırmak için mi var?

Yoksa perde arkasında bambaşka tehlikeler mi barındırıyor?

Gelin, yapay zekanın milli güvenlik açısından neden ciddi bir sorun olabileceğine birlikte bakalım.

Yapay zeka dost mu, düşman mı?

Siber saldırılar artık sıradan haber bültenlerinin vazgeçilmezi oldu.

Her gün bir kurumun, bir şirketin ya da devlet dairesinin hacklendiğini duyuyoruz.

Türkiye’de de birçok kurum ve kuruluş, siber saldırılara maruz kalıyor. Yapay zekanın bu alandaki rolü ise oldukça kritik.

Akıllı yazılımlar, saniyeler içinde sistemlerdeki zayıf noktaları bulup saldırıya geçebiliyor.

Örneğin, bir yapay zeka algoritması, devletin kritik altyapılarına erişip bilgileri çalabilir.

Kısacası, YZ hem koruyucu hem de saldırgan olarak karşımıza çıkıyor. Sanki bir çatalın hem yemek yememize yardımcı olup hem de boğazımızı kesmesi gibi!

Yapay zekanın askeri teknolojilere entegrasyonu, savaşın doğasını da değiştirebilir.

Türkiye de İHA’lar ve diğer otonom sistemler üzerinde ciddi yatırımlar yapıyor.

Otonom silah sistemleri, insansız hava araçları ve robotik askerler, insan müdahalesi olmadan karar verebilir ve eyleme geçebilir.

Peki, bu ne anlama geliyor?

Düğmeye basan bir insanın vicdanını mı yoksa soğuk, duygusuz bir algoritmayı mı tercih edersiniz?

Üstelik bu teknoloji teröristlerin veya düşman devletlerin eline geçerse, kendi ordularımıza karşı kullanılması da mümkün. İşte size geleceğin kabusu: Robot askerler!

Bilgi savaşları ve manipülasyon: Gerçek mi, yalan mı?

Gelin bir de sosyal medyaya bakalım.

Yalan haberler, sahte hesaplar ve manipülatif içeriklerle dolu bir dünya…

Yapay zeka burada da iş başında.

Sahte haberleri gerçek gibi gösterip, toplumu kutuplaştırmak için mükemmel bir araç haline geldi.

Türkiye’de de sosyal medya üzerindeki bilgi savaşları ve manipülasyon girişimleri oldukça yaygın.

Seçim dönemlerinde bot hesaplarla yapılan manipülasyonlar, demokrasinin altını oyuyor.

Yani, yapay zeka ile bilgi savaşları artık bir tık uzağımızda.

Gerçekle yalanın arasındaki çizgi hiç bu kadar ince olmamıştı!

Yapay zekanın ekonomik alanlarda geniş çapta benimsenmesi de işgücü piyasalarını kökten değiştirebilir.

Türkiye’de otomasyon, fabrikalarda işçilerin yerini alırken, bürolarda da beyaz yakalıları tehdit ediyor.

İşsizlik, sosyal huzursuzluklar, ekonomik krizler…

Hepsi bir domino etkisiyle gelebilir.

Ülkeler, yapay zeka teknolojilerinin peşinden koşarken, acaba kendi iş gücünü de koruyabilecek mi?

Yoksa herkes işsiz kalıp sokaklara mı dökülecek?

Kısacası yapay zeka, hayatımızı kolaylaştırırken milli güvenliğimizi tehdit eden bir unsur haline gelebilir.

Siber saldırılar, askeri teknolojiler, bilgi savaşları, ekonomik güvenlik, veri mahremiyeti ve uluslararası rekabet…

Hepsi bu denklemin içinde…

Bu yüzden, yapay zekayı sadece bir teknoloji harikası olarak görmek yerine, getirdiği risklere karşı da hazırlıklı olmamız gerekiyor.

Unutmayalım ki, her yenilik beraberinde yeni tehlikeler de getirir. Yapay zekayı kontrol edemezsek, bir gün onun kontrolü altında kalabiliriz benden söylemesi…

Prof. Dr. Ali Murat KIRIK
Marmara Üniversitesi RTS Bölüm Başkanı

Marmara Üniversitesi RTS Bölüm Başkanı
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.