Ekonomi uzmanlarına göre altının tasarruf araçları içinde öne çıkmasının hem ülke ekonomisindeki belirsizliklerle hem de kültürel kodlarla ilgisi var.
Tasarruf sahiplerinin altına eğiliminde geçen yılın son dönemine göre yüzde 3’lük bir artış gerçekleşmiş. Altın yüzde 23.3 ile tasarruf sahiplerinin en çok tercih ettiği yatırım aracı olmuş. Ekonomim yazarı Şeref Oğuz, yastık altı altın ve nakitin, son çeyrekte yüzde 26 ile tasarruf tercihlerinde zirvede olduğunu belirtti, “Sistem içi altın ise, yüzde 16 ile onu takip ediyor.” diye yazdı.
Oğuz, altının tasarruf sahipleri için neden bu kadar tercih edildiğini “Ekonominin şifresi altın eğilimimizde gizli” başlıklı yazısında şöyle aktardı:
“Neden altın bu kadar değerli?
Altın, tarihi bir güvensizlik simgesi olarak; ekonomik, duygusal ve kültürel değerlerimizi bir arada tutuyor. Ayrıca süs, ziynet eşyası… Gelinin gelecek güvencesi, ev kadının boynunda taşıdığı tasarruf… Altın, belirsizliklerle dolu bu çağda, yatırımcısına güçlü bir sığınak sunar.
TASARRUF SAHİPLERİ İÇİN ALTIN NE İFADE EDİYOR?
Bir güvence, bir miras ve gelecek nesillere aktarılacak zamansız bir değer… Dünya güvensizlik endeksi diyebileceğimiz özelliği sebebiyle jeopolitik risklerin tırmandığı noktada değer kaybetmesi zor olan… Her ne kadar zaman zaman duraklasa veya gerilese de altın daima tarihin sahnesindedir.
TOPLUMSAL SİGORTANIZI YAPTINIZ MI?
Altına olan eğilime baktığımızda, yatırım tercihlerinin de bir kültür meselesi olduğunu gözler önüne seriyor. Altın, sadece ekonomik bir güvence değil, aynı zamanda bir toplumsal sigorta. Tasarruf sahipleri, altınla bir nevi geçmişle gelecek arasında bir köprü kuruyor. Ve bu köprü, engebeli ekonomik manzarada sağlam adımlarla yürümek isteyenler için vazgeçilmez bir yol haline geliyor. Yatırımcılar, altın tercihleriyle adeta şunu söylüyor: ‘Evet, dünya değişiyor, ekonomiler dalgalanıyor, ama benim altınım, sabit değerim, hiç değişmeyecek bir yatırımım var.’ İşte bu yüzden, altın, sadece ekonomik bir tercih değil, aynı zamanda derin bir güven ifadesi olarak karşımıza çıkıyor.
Bu bağlamda, altına olan bu sarsılmaz güven, sadece bir yatırım alışkanlığı değil, aynı zamanda bir kültürel mirasın, bir toplumsal hafızanın canlı tutulduğu bir ritüel. Altın, tasarruf sahibinin en popüler tercihi olmaya devam ediyor çünkü o, sadece ekonomik değil, aynı zamanda duygusal bir yatırım; tarih boyunca sınanmış, her daim parlayan, değişmeyen bir değer…
Ve bu yüzden, tasarruf sahiplerine sorarsanız, altın yalnızca bir maden değil, bir emanettir; atalarımızdan kalan, gelecek nesillere bırakacağımız bir değerdir. Altın kural; altını olan kuralı koyar.”