Şerafettin Can Atalay’ın hakkında verilmiş Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararı olmasına karşın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde dün vekilliği düşürüldü.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından adeta bir manifesto yazılarak, darbe bildirisi gibi bir kararla Can Atalay hakkında verilen kararın ‘bağlayıcı karar’ olmasına karşın uygulanmayacağını ilan etmesi akabinde bu kararı veren üyelerin yargılanması gerekirken Can Atalay’ın vekilliği düşürüldü.
Madde 153 uyarınca;
Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.
Yani md. 153 ve diğer bağlayıcı madde ve içtihatlara karşın bugün bunların yapılması, hukuk düzeninin ortadan kalktığının tartışmadan uzak, kesin bir gerçekliğidir.
Anayasa md. 148 de düzenlenen Bireysel Başvuru yolu da böylece fiili olarak ortadan kalkmıştır. Adeta Anayasa Mahkemesi kararları birilerinin beğenisinden geçerse uygulanacak kararlara dönüşmüştür. Madem öyle kapatın mahkemeleri, kaldırın hak arama yollarını!
Anayasa Mahkemesi kararını tanımamak hukuku tanımamaktır. Bu vandallığa imza atanlar, seyirci kalanlar tarih karşısında hesap verecektir. Türkiye Cumhuriyeti Gazi Meclisini de bu hukuksuzluğa aracı kılıp metni okumayı kabul eden Bekir Bozdağ da baş aktörlerden biri olmuştur.
Artık sadece barolar ve siyasi partiler sosyal medya paylaşımı yapıp süslü laflarla durumu kınamak dışında irade göstermeli, sorumluluk almalıdır. Bugün otuz tane milletvekili istifa etse Meclis, ara seçime gitmek durumunda kalacaktır.
Ülkemizde hiçbir bireyin hukuk güvenliğinin varlığından söz edilemeyecek ve yasama organı tarafından dahi korunamamış hukuk düzeninde söylediğimiz ifade ettiğimiz her söz yetersiz kalmaktadır.
Unutulmasın ki, mesele Can Atalay meselesi de değildir. Şahsı ile siyasi görüşlerim ayrı olmasına karşın sarfettiğim bütün sözler hukukçu olmam ve hukuku savunmamdan ileri gelir. Bugün Can Atalay üzerinden yapılan bu hukuksuzluklar yarın her bir vatandaşa sirayet edecektir. Hukuk düzeninin varlığı ve güvenirliği, ilkeleri ile ayakta olması bir ülkenin hem ekonomik hem demografik hem sosyolojik kalkınması açısından önemlidir.
Hukuk herkes için su gibi ekmek gibi elzemdir. Bugün ses çıkarma günü, susmayın, haykırın!
GEORGE ORWELL ‘ kitabından bir cümle ile bitirmek isterim…
‘Aslında hiçbir şey yasadışı değildi, çünkü artık yasa diye bir şey yoktu.’
Özgecan SIRMA
Avukat
